Ne kadar da az tanıyoruz onu. Sadece birkaç şarkı ile meşhur oldu sanıyoruz bu efsaneyi sanki bugünün ucuz reklam tiplerinden biriymiş gibi. Hakaret ediyoruz ona farkında olmadan. Onun hayatına dair sadece bu birkaç popüler şarkıyı bilmek gerçekten çok büyük bir kayıp. Oysa bir mucit o, Türkiye’deki gerçek Rockçı. Ülkeye bugün dinlediğimiz müziği gerçek anlamda getiren adam. Yaşayan efsane! Bilinen deyimle Rock müziğin babası Erkin Baba, Erkin Koray.
Biz yeni neslin talihsizliği bu bir açıdan. Gerçek aydınlanma aşığı sanatçıların bilinçli şekilde göz ardında tutulması, onları halktan uzaklaştırma amacı. Fakat güneş balçıkla sıvanmaz. Ve onlar bir şekilde zaten yaptıkları işlerle, sözleriyle sazlarıyla ulaşıyorlar insanlarına. Ortaya çıktıkları dönemde yaşayan şanslı azınlıklar doğrudan bu tarihe şahitlik ediyor, dinliyor ve onları efsane olmaya taşıyor. Biz ise onlar kadar şanslı olmasak da o efsanelerin anlatımlarıyla büyüyoruz. Kulağımızda büyük bir isim, ses olarak kalıyor. Erkin Koray işte bu isimlerden biri. Hep bir efsaneydi o bizim için. Erkin Baba denildiğinde farkında olamadığımız bir saygı ve sevgi duyardık ona karşı. Özellikle rock müzikten bahsedildiğinde sayılan 3-4 isimden biriydi ki hepsi dünya çapında değerlerdi. İşte bu destansı yanı belki de bizi istemeden uzak da tuttu onu tanımaktan. Bir yandan evet biliyorduk o büyük bir sanatçıydı ama bir yandan da daha onun hakkında öğrenecek çok şeyimiz vardı. Bu noktada eksik kaldık. Ve işte daha geç olmadan bu eksiği giderme zamanı şimdi. Erkin Korayı bilme, tanıma hayatını ve şarkılarını satır satır okuma zamanı.
Erkin babayı tek kelimeyle anlatmak gerekirse bu kesinlikle “Cesaret” olurdu. Türkiye’de 60-70 li yıllarda rock müzik ve dünyaya hızla yayılan protest akımın öncüsü olmuştu korkmadan. Bugün yaşadığımız özgürlüklerde çok büyük bir payı var onun tek başına. Bir yol açtı Türkiye’de olan bitene sessiz kalmayan çoğunluklara. Ve bunun bedelini de tek başına ödedi. Tüm bu başarılarına rağmen takdir görmek bir yana hep yokluk çekti. Fakat o dik duruşundan hiç taviz vermedi. İşte bu duruş Erkin Korayı Erkin Koray yaptı.
Erkin babayı tarif eden bir çok kelime var cesaretin yanında. Macera, yenilik, değişim. Bu değişim ve macera sevgisi onun kurduğu grupların hep kısa süreli olmasını ve pek çok yurt dışı ziyaretine sebep olmuş.
Özgürlük sevdası ve her şeyden önemlisi barış. Aslında barışı savundu tüm ömrü boyu dünyadaki eşdeğerleri gibi, her sanatçının yapması gerektiği gibi. Kendiliğinden bir misyon yüklendi ülkesine aydınlık getirmek adına. Hep asiydi düzene, özgürlüğün savaşını verdi. Türkiye’de ilk uzun saçtaki ısrarının nedeni de buydu. İhtiyar delikanlı deyiminin tam karşılığıydı onun ömrü boyunca sürdürdüğü bu isyan.
Bir dönemin büyük isimlerinin ortaya çıkışına da ortam hazırlamış Erkin baba cesurca. Yenilikçi ruhuyla gerçekleştirdiği doğu-batı sentezi tüm dünyada örnek olmuş ve yıllarca izinden gidilmiş büyük bir deneyimdir. Batı müziğine Türk ve doğu kültürünü entegre ederek Anadolu rock müziğinin doğuşunu sağlamıştır. Ve Anadolu rock dediğimizde Barış Manço, Cem Karaca gibi isimlerin bu akımın diğer önderleri olduğunu belirtmemize gerek yok.
Erkin Baba bu büyük efsanelerin doğuşuna öncülük etmiştir. Onu rock müzğin babası yapan da budur.
Mucittir aynı zamanda. Elektro bağlamayı icat etmiştir. Ki bu icat doğu-batı sentezli müziğin sembolüdür.
Bir dönem arabesk müzikle olan ilişkisi dolayısıyla çok acımasızca eleştirilmiş. Orhan Gencebayla çalışmış bir süre. Erkin Koray’ın daha ziyade geniş kitlelere sesini duyurduğu eserler bu dönem ortaya çıkmıştır. Estarabimi, Fesuphanallahı dinlerken hangimiz kendimizden bir şeyler bulmuyoruz ki? Rock müziğin isyanı yalnızca sert tonlarla ifade edilmez ruhumuza en yakın tınılar anlatır bizi. Erkin Koray bunu her zamanki gibi çok önceden öngörmüş ve yine tüm tepkilere rağmen ilk adımları atmıştır.
“Yağmurun aşka davet eden sesi” onun melodileriyle daha bir anlamlı oldu hep. “aşk oyununu” en güzel o oynadı. Sevgiliyi “içinde ondan başka kimsenin olmadığına” en iyi onun sözleri ikna edebilirdi. “arkası gelmeyen dertlerimize Fesuphanallah” sitemimizde o çok eleştirilen arabesk motifleriyle o vardı. “yalnızlar rıhtımında gözlerimiz ağlamaktan yosun tuttuğunda”kulağımızda çınlayan onun sesiydi aslında yalnız olmadığımızı hatırlatır gibi. Ve “gönül salıncağımızda” sevdiğimizi sallarken tüm coşkumuzla. Barış diye diye “güller bitti dilinde”. Gönüldaşı John Lennon gibi. “Sevince” dünyanın daha güzel olacağına inandı hep.
Erkin Koray ismi medya tarafından biraz arka planda tutularak çok konuşulmuyor gibidir. İnsan düşünmeden edemiyor bunun sebebi henüz ölmemesi mi? Kaldı ki o zaman da arkasından bir süre timsah gözyaşı döker sonra tüm başarılarını bir kalemde siler ve gömeriz tarihe. Tarihe gömülen onlar değildir aslında onlar asıl tarihi yazanlardır. Böyle yaparak asıl kaybeden biziz, farkında bile değiliz. Yaşayan efsanedir Erkin Baba, ve hala durmadan çalışmakta üretmektedir ilerleyen yorgun yaşına rağmen. Çünkü o son nefesine kadar inandığı yolda ilerlemeyi kendine görev bilmiştir. Bu büyük insana çok şey borçluyuz ve bunun bilincinde olarak ona değerini ona hissetirmek de biz gençlerin görevi. Çünkü “öyle bir geçiyor ki zaman” sonrasında fayda etmiyor ağlamak arkasından. O yüzden bugün doya doya söyleyelim henüz vaktimiz varken,
İyi ki doğdun Erkin Baba! İyi ki varsın ve hep var olacaksın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder