7 Kasım 2014 Cuma

İyi ki Doğdun Şair Ceketli Çocuk




“Dünyada bir yerde” sevgili Kazım Koyuncu. Hiç gitmedi ki başka bir yere, her ne kadar “işte gidiyorum” dediyse de. Belki yol kenarlarındaki su birikintilerinde, belki masmavi denizlerde. Sonsuz gökyüzünde belki. Fakat hiç şüphesiz ki her şeyden önce kalplerimizde, şarkılarında, onunla birlikte paylaştığımız sonsuz barış ve kardeşlik umutlarında. Evet,  “şarkılarla geçti” ama gitmedi. Gemilerle gitmek istediği uzak yerler çekse de onu, o bizi, sevdiklerini, kavgalarını, güzel memleketini terk etmedi. Çünkü o da biliyor ki daha çok ihtiyacımız var ona. Sesine, şarkılarına, umutlarına çok ihtiyacımız var. işte bu yüzden gitmedi o hiçbir yere ve gitmeyecek de onu anlayan, onunla aynı duyguları paylaşan insanlar yaşadığı sürece. 




        Popüler kültür(süzlüğ)ün, mide bulandırıcı siyasi ayak oyunlarının, kalitesiz tüketim çılgınlığının dört bir yanı sardığı bir zamanda tüm cesareti ve tertemiz kalbiyle gerçek bir sanatçı, gerçek bir anıttır Kazım Koyuncu. Bu toprakların yetiştirdiği bu güzel ülkenin yüz akı olan yüzlerce güzel insandan sadece biridir. Elbette onun bu güzel niteliklerinin hepsini anlatmaya çalışmayacağım burada. Yapamam da zaten. O ismiyle, duruşuyla, şarkılarıyla başlı başına bir felsefe. En acı olan bu güzel insanı daha nice güzellik yaratmasına engel olan şeyin, uğruna savaş verdiği, mücadele ettiği kimsenin canını yakmasın diye dünyaya anlatmaya çalıştığı bir felaketin olması. Yalnız Türkiye’nin değil dünyanın da sağlıklı bir gelecek için böyle insanlara ihtiyacı var. inançlı, kararlı, azimli, temiz ruhlu, sevgi dolu. Tüm bunların yanı sıra Kazım Koyuncu sanatta sıklıkla vurgulanan “yerellikte evrenselliğe” olgusunu hayata geçirebilmiş bir sanatçı. Kendi kimliği ve kültürüyle sevgiyi anlatmış, dünyaya seslenebilmiş nadir isimlerden biri. Kendi anlatımıyla insanların anlaşabilmek için aynı dili konuşmak zorunda olmadığını aynı duygular paylaşmanın yeterli olduğunu ispatladı hepimize. Hala kıymetini yeterince biliyor sayılmayız. Bir insanı anlamak için onu her yönüyle tanımak, bilmek, okumak, dinlemek, araştırmak gerekiyor. Zaten böyle insanların her sözü birbiriyle tutarlı ve yaptıkları her iş yarattıkları o felsefeyi tamamlıyor. Yıllar önceki amaç, kaygı ve duyguları yıllar sonra esası hiç bozulmadan hatta çok fazla gelişerek ilerliyor. Ve tüm bunların toplamı o ismi meydana getiriyor. İşte Kazım Koyuncu da böyle bir adam. İçinde devrim ruhu. Bu devrim çoğunun anladığı gibi sınırlı bir siyasi anlayış değil. Var olan bozuk sistemin kökten değişmesi gerekliliğini ifade eden bir devrim. 




        Ne güzel insansın sen Kazım. Dünyaya veda ederken bile tüm kötülüklere rağmen şarkılar söylemene müsaade ettiği için ona teşekkür etme büyüklüğünü gösteren. “sadece ben olmak” istiyorum dedi. Oldu da. Hatta sadece kendi olmaktan çok daha ötesini yaptı.  Onun gibi “ sadece kendi olmak” isteyen binlere yol gösterdi. İşte o aydınlık yolun bir başka yıldızı, parıltısı olarak yerini aldı yüreklerde. Sanırım artık söylenecek tek bir şey kaldı: 

TEŞEKKÜRLER KAZIM… 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder